HAC UMRE KABE ÜSTÜNE
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
HAC UMRE KABE ÜSTÜNE
Her Müslümanın içinde büyük bir hasret konusudur Kabe aşkı… Gören bir daha görmenin iştiyakıyla yanar; görmeyen düşünü görür, ne yapıp edip ulaşmaya çalışır.
Kabe, bütün camilerin merkezi, temsilcisi ve annesidir. Gözlerin ve gönüllerin hedefidir. Allah’ın evi, varlık ve birliğinin simgesidir ki, onun etrafında aşkla dönen mü’minler iman tazelerler ve tazelenirler.
Bazı gönül ehli gitmeden gider, hasretiyle yana yakıla rengine boyanır ve gitmiş gibi olurlar. Bazı gönülsüzler de, gittikleri halde gidememişlerdir. Zira Kabe’ye sırf gövdeyle gitmek mümkün değildir. Bahtsız bir kısım da, gidip hacı olur ama, hacı kalamaz. Bu kalamayışla da hacca, hacılığa ve hatta doğrudan doğruya dine, imana laf ettirirler.
Bu sebeple, “Hacı olmak kolaydır amma, hacı kalmak zordur” denilmiştir.
Bir kısım mü’min, hacla, umreyle arındıktan sonra, “Dünyaya bulaşmayayım” diye toplumun dışında kalmaya çalışır. Bir kısmı da, haccı ,umreyi ranta çevirir. Tabii ki ikisi de çok yanlıştır.
Kabe ziyaretinin ne anlama geldiğini idrak eden, bu sebeple de oradan melekleşerek dönen ve toplumun sevgilisi haline gelen gönül ehli çok şükür ki çoğalmaktadır. Bu güzel insanlar, Yunusça düşünür ve kalp kırmayı, Kabe yıkmaktan daha kötü bilirler. Bir gönül ziyaretini de Kabe ziyareti sayarlar.
Bizim ülkemizde, yıllar yılı Hac yasaklanmıştı. Hacca gidiş resmen engellenmişti ama, gönüllerdeki Kabe aşkı söndürülememişti.
O günlerde, “Kabe Arab’ın olsun
Çankaya bize yeter!” diye çılgınlaşan şairler vardı.
Halbuki Kabe, bu milletin kıblesiydi, mukaddeslerinin timsaliydi. Gözlerden silinse de, gönüllerden asla silinemezdi.
Böyle olduğu içindir ki, resmen yasaklanmış olan Hac ve Umre, fiilen önlenememişti. Bastırılması mümkün olamayan Kabe aşkıyla harekete geçenler, mayınlı sahalarda, canlarını tehlikeye atarak Beytullah’a yürümüşlerdi. Yayan yapıldak, bin bir tehlikeyi göze alarak, bazen sınırlarda kaçakcılık yapanlardan yararlanarak, bazen vicdanının sesini dinleyen jandarmaların insafına sığınarak gitmişler, bazen de mayın kurbanı olarak Kabe yolunda ölmüşlerdi.
Adeta, “Varamasam da, yolunda ölürüm ya!” diyen karınca gibi düşünüyorlardı.
İşte o cefakar insanlardan biri de Alasonyalı Hacı Cemal Öğüt merhumdu. Alimdi, hatipti, hocaydı ve İstiklal Harbi gazisiydi. Mekke ve Medine düşman etkisine girmesin diye,hayatını ortaya koyarak, MM teşkilatını kurmuş ve İstanbul’dan Anadolu’ya silah kaçırılmasının önemli bir ayağı olmuştu.
Haccın yasaklandığı günlerin birinde, bir rüya gördü. Hem de ne rüya… Osmanlı dedelerimizin rüya demediği rüyalardan biriydi bu. Zira içinde Efendimiz (s.a.v) vardı.
Şöyle anlatır:
“-Koskocaman bir meydanda on binlerce insan toplanmıştı. İğne atılsa yere düşmeyecek denilen cinsten bir kalabalıktı bu. Yaklaştım ve bu müthiş kalabalığın sebebini sordum.
“-Efendimiz (s.a.v) teşrif buyuracak” dediler.
Ben de oradaki herkes gibi, büyük bir heyecanla gözümü gökyüzüne dikip Güzeller Güzeli’ni beklemeye başladım. Biraz sonra, gökyüzünden büyük bir el, nurlar saçarak yeryüzüne doğru uzandı ve gel gel der gibi açılıp kapanmaya başladı.
Kabe, bütün camilerin merkezi, temsilcisi ve annesidir. Gözlerin ve gönüllerin hedefidir. Allah’ın evi, varlık ve birliğinin simgesidir ki, onun etrafında aşkla dönen mü’minler iman tazelerler ve tazelenirler.
Bazı gönül ehli gitmeden gider, hasretiyle yana yakıla rengine boyanır ve gitmiş gibi olurlar. Bazı gönülsüzler de, gittikleri halde gidememişlerdir. Zira Kabe’ye sırf gövdeyle gitmek mümkün değildir. Bahtsız bir kısım da, gidip hacı olur ama, hacı kalamaz. Bu kalamayışla da hacca, hacılığa ve hatta doğrudan doğruya dine, imana laf ettirirler.
Bu sebeple, “Hacı olmak kolaydır amma, hacı kalmak zordur” denilmiştir.
Bir kısım mü’min, hacla, umreyle arındıktan sonra, “Dünyaya bulaşmayayım” diye toplumun dışında kalmaya çalışır. Bir kısmı da, haccı ,umreyi ranta çevirir. Tabii ki ikisi de çok yanlıştır.
Kabe ziyaretinin ne anlama geldiğini idrak eden, bu sebeple de oradan melekleşerek dönen ve toplumun sevgilisi haline gelen gönül ehli çok şükür ki çoğalmaktadır. Bu güzel insanlar, Yunusça düşünür ve kalp kırmayı, Kabe yıkmaktan daha kötü bilirler. Bir gönül ziyaretini de Kabe ziyareti sayarlar.
Bizim ülkemizde, yıllar yılı Hac yasaklanmıştı. Hacca gidiş resmen engellenmişti ama, gönüllerdeki Kabe aşkı söndürülememişti.
O günlerde, “Kabe Arab’ın olsun
Çankaya bize yeter!” diye çılgınlaşan şairler vardı.
Halbuki Kabe, bu milletin kıblesiydi, mukaddeslerinin timsaliydi. Gözlerden silinse de, gönüllerden asla silinemezdi.
Böyle olduğu içindir ki, resmen yasaklanmış olan Hac ve Umre, fiilen önlenememişti. Bastırılması mümkün olamayan Kabe aşkıyla harekete geçenler, mayınlı sahalarda, canlarını tehlikeye atarak Beytullah’a yürümüşlerdi. Yayan yapıldak, bin bir tehlikeyi göze alarak, bazen sınırlarda kaçakcılık yapanlardan yararlanarak, bazen vicdanının sesini dinleyen jandarmaların insafına sığınarak gitmişler, bazen de mayın kurbanı olarak Kabe yolunda ölmüşlerdi.
Adeta, “Varamasam da, yolunda ölürüm ya!” diyen karınca gibi düşünüyorlardı.
İşte o cefakar insanlardan biri de Alasonyalı Hacı Cemal Öğüt merhumdu. Alimdi, hatipti, hocaydı ve İstiklal Harbi gazisiydi. Mekke ve Medine düşman etkisine girmesin diye,hayatını ortaya koyarak, MM teşkilatını kurmuş ve İstanbul’dan Anadolu’ya silah kaçırılmasının önemli bir ayağı olmuştu.
Haccın yasaklandığı günlerin birinde, bir rüya gördü. Hem de ne rüya… Osmanlı dedelerimizin rüya demediği rüyalardan biriydi bu. Zira içinde Efendimiz (s.a.v) vardı.
Şöyle anlatır:
“-Koskocaman bir meydanda on binlerce insan toplanmıştı. İğne atılsa yere düşmeyecek denilen cinsten bir kalabalıktı bu. Yaklaştım ve bu müthiş kalabalığın sebebini sordum.
“-Efendimiz (s.a.v) teşrif buyuracak” dediler.
Ben de oradaki herkes gibi, büyük bir heyecanla gözümü gökyüzüne dikip Güzeller Güzeli’ni beklemeye başladım. Biraz sonra, gökyüzünden büyük bir el, nurlar saçarak yeryüzüne doğru uzandı ve gel gel der gibi açılıp kapanmaya başladı.
serkan- ADMİN
- Mesaj Sayısı : 267
Yaş : 32
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 21/05/08
Father
Benimle Oynarmısın:
(50/50)
Geri: HAC UMRE KABE ÜSTÜNE
paylaşım için teşekkürler...
ibrahim- ADMİN
- Mesaj Sayısı : 473
Yaş : 31
Nerden : İSTANBUL
Kayıt tarihi : 24/05/08
Father
Benimle Oynarmısın:
(50/50)
Geri: HAC UMRE KABE ÜSTÜNE
sağolasın
serkan- ADMİN
- Mesaj Sayısı : 267
Yaş : 32
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 21/05/08
Father
Benimle Oynarmısın:
(50/50)
Geri: HAC UMRE KABE ÜSTÜNE
hepimiz sag olalım..
ibrahim- ADMİN
- Mesaj Sayısı : 473
Yaş : 31
Nerden : İSTANBUL
Kayıt tarihi : 24/05/08
Father
Benimle Oynarmısın:
(50/50)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz